Anasayfa » Otobüsün Yanındaki Ezikler

Otobüsün Yanındaki Ezikler

Ülke genelinde kaç çeşit sektör vardır ve bu sektörlere bağlı çalışan kaç hiyerarşik kademe-birim vardır bilemiyorum. Hiç sayma gereği duymadım. Belki düşünecek başka bir şeyim yok ya da çok dikkatimi çekti bilemiyorum ama geçtiğimiz dönemlerde gerçekleştirdiğim şehirler arası yolculuğum sırasında otobüs şöförlerinin, muavinlerin, bilet satış işlemini gerçekleştiren personellerin durumlarını şöyle bir düşünme gereği duydum. Bizzat gördüm, tespit yaptım.

Şehirler Arası OtobüsBirçoğumuz dünyanın en sıkıcı, en gereksiz işini yaptığımız kanısına dönem dönem kapılabiliyoruz. Halbuki öyle değildir, mutlaka bir yararı vardır. Aranızda sokaktaki çöp konteynerından çıkan kötü kokulardan memnun olan var mı? Yazıyı okuyacak olan kesimin normal şartlar altında “Hayır” demesi gerekli ve ben de bu genellemeyi baz alarak “Hayır” dediğinizi baz alıyorum. Madem memnun değilsiniz, sokağınızı temizleyen insanlara neden “Çöpçü!” diyorsunuz? Kaçınız sabahın köründe sokakları temizleyen belediye temizlik personellerine “Günaydın.” diyorsunuz? Eğer kokudan memnunsanız çöpünüzü evde biriktirmenizin benim açımdan bir sakıncası olmaz.

Size sırf eğlenmek için para harcamanız sırasında berbat bir giyim tarzınız olduğundan ötürü adam gibi bir giysiyi size tanıtan bir tezgahtar, 50 kuruş farkla bir büyük boy içecek satmaya çalışan hızlı tüketim restoranı personeli, yolculuğunuz iyi geçsin diye saat başı su ve kolonya servisi yapan muavin (üstüne üstlük tebessümle hizmet veriyor), demin verdiğim örnekteki gibi temizlik görevlileri… Ne kadar banal-gereksiz işler değil mi?

Şimdi biraz gelin insan taşıyıcılarına kulak verelim, neler yaşadıklarına az çok göz atalım.

VARIŞ NOKTASININ ÖNEMİ

Bizim insanlarımız bazen “hay olmaz olaydınız bu kadarda” diyebileceğimiz kadar sıcak kanlı olabiliyorlar. Evet hocam, olun. Hiç sorun değil. Ama karşınızdaki kişi tüm ciddiyetiyle işini yapmaya çalışan bir muavinse ve sizde işin makarasındaysanız, çalışan kişi için pek de iyi olmuyor. Bizzat şahit olmuşumdur;

Gidilen yer: Çanakkale üzerinden İzmirDemet Akbağ Ata Demirer

  • Beyfendi, yerinize oturmanızı rica ediyorum. Yolcu değilseniz aracımız birazdan kalkacaktır, inmenizi rica ederiz.
  • Ne yani? Koskoca otobüs ben yolcu değilsem kalkmayacak, yolcuysam kalkacak. Bana bu kadar bağlısınız öyle mi? Ahi ohi aha…
  • Yok beyfendi öyle değil. Zaten fazlasıyla geç kaldık. Sabah 6 feribotuna yetişmemiz gerekiyor. Yoksa insanlar boşuna yarım saat daha bekleyecekler.
  • Senden ötürü bea… Ahi ohi aha… (Otobüsün varış veya kalkış yeri, yerel esprilere neden olduğunu buradan anlayabilirsiniz.)
  • Beyfendi rica ediyorum.
  • Reddediyorum. Ahi ohi aha…
  • Arka kapıdan çık.

İNANILMAZ YOĞUNLUK

Bir kaç ay öncesinde bir bilet bürosundan bilet almak için uğradım ve özellikle hafif toplu (nezaketen toplu diyorum. yoksa öyle böyle değil, aşmış kendini), hafiften kıvırcık saçlı bayan büroda bulunduğum 1,5 saat boyunca sadece sandalye’de oturdu ve utanmadan hiç bir iş yapmıyordu. Bir kaç hava yolu şirketinin biletlerinin satışı için önünde bir bilgisayar vardı ve tenezzül edip mayın tarlası bile oynamıyordu.

Hepsini geçtim sen bayansın… Git şöyle bir dedikodunu yap, ne bileyim soltire falan oyna, kendi çapında fal bak, telefonda birileriyle konuş hadi o da olmadı mesaj falan çek.

Yok hocam yok… İçi geçmiş bunların…

Otobüsle Asker UğurlamasıASKER SİGORTASI

Geçtiğimiz günlerde şehirler arası bir yolculukta asker uğurlama merasimine katıldım. Gökten asker yağıyordu ve bu yağan askerleri insanlar tekrar yukarı atıyorlardı. İnsanların gökten düşen askerleri tekrar yukarı atmasına karşın insanlar pek başarılı olamıyorlardı. Çünkü yeterince yukarı atma gücü onlara yaradılıştan verilmemişti.

Tipik bir asker uğurlamada bunun haricinde bir de giden aracın/otobüsün önünü kesip İstiklâl Marşı okunmasıdır ki en çok tüyleri ürperten nokta tam bu 1 dakikadır.

Daha sonrası malum olduğu üzere otobüs “sevdiğimizi bizden alıyorsun” gerekçesiyle tekme tokat dövülür.

Ben tur şirketinin yerinde olsam, otobüslerimin alayını “Asker uğurlama darbelerine karşı” sigortalatırım (belki de sigortalatmışlardır). Arkadaş, askerinizi uğurlamaya mı geldiniz, stres atmaya mı? Hangisi anlayamadım.

“DOĞUNMATİK ONLAR DOĞUNMA”

Hemen ileriki koltuğumda daha otobüs kalkmamışken bir çocuk, koltuğundaki mini televizyonla oynuyor ve televizyonu televizyon olduğuna pişman etmeye yemin etmişçesine işkencesini yapıyordu.

Ama Türkiye’de yaşıyoruz. Çevreye verdiği geçici rahatsızlığı kabul etmeyen ebeveyn, müdahalesini yapıyor: “Doğunmatik o doğunma bakiyim!..”

Bu tepkiyi tipik anne susturması olarak algılarken sonrasında bu aletlerin son model(!) dokunmatiği çalışmayan dokunmatik ekranlarla donatıldığını anlayabildim.

4 BOYUTLU SİNEMA DENEYİMİ

İnanmayacaksınız, insanlara 4 boyutlu sinema sunuluyor bu işletmelerde… Kaç saatlik yola gidiyorsanız gidin. Eskiden “Ooo, film oynatıyorlar” diye baktığımız otobüslerde şu anda her ekranda isteyenin istediğini seyretme imkanı var. Radyo, televizyon ve arşivde bulunan filmlerden birini izleyebiliyor dileyen.

Madem ki böyle bir hizmet sunmuşlar, arşivindeki filmleri merak ederek kategoriler arasında dolaşırken filmlerin %70′ini izlemiş olduğumu fark ettim ve vizyondayken izleyemediğim 3 Harfliler: Marid filmini izleyeyim dedim. 5 saatlik yolculuğun ilk 1,5 saatini bu denli saçma filme ayırmış olan biri için geçen yolculuğun müşteri memnuniyetiyle sonlanabileceğini hangi işletme savunabilir? Şirketin bunda çok suçu var, çok…